29 Mart 2013 Cuma

DETOX GÜNLÜĞÜMDE 2. VE 3. GÜNÜM

Günaydın blogcanlar 1. gün zorlu geçti.Lahana çorbası fazlasıyla midemi ayakta tutmaya yetti.Halbuki ooo ben kase kase içerim dememe rağmen..2 gün çok çok daha kolaydı.Sevdiğim şeyler vardı menüde.
Sabah kahvaltısına yeşil elma ve salatalıkla başlıyorsunuz.2 elma ve 2 salatalık...
Salatalıkların henüz tadı olmasa da dünkü şekersiz elma kompostosuna hiç şartsız kabul ederim bugünün kahvaltısını. 2'şer adet diyor ama ben büyük boy 1 elma ve 1 salatalık yedim yetti.Merak edipte baktım bir elma 60 kalori,salatalık ise 11 kaloriymiş.Salatalığın bağırsakları çözdüğünüde bilmeyeneniz yoktur sanırım.


Öğlen ise şahaneydi bana göre.Zaten çokda yabancı olmadığım durumlar bunlar.Yeşil salata var öğünde.Bol yeşillikleri olan bir salata yaptım getirdim yanımda.Kıvırcık,roka ve maydonozla.Zeytinyağı ve limonda koydum.Domates konulmaması yönünde birde ufak uyarı var.Tere,dereotu,kuzukulağı,salatalıkda koyulabilecek sebze yeşilliklerinden...Yanında da 7 kaşık yoğurt yedim.Öğlen güzelce doydum.
Akşam ise yarım kilo kabaktan haşlama vardı listede.Haşlanmış kabak yerine ben çok az yağda küp küp kabakları doğrayıp yemeğini pişirdim.İçerisine bulgur atmadan az yağda ve az tuzda.Gece ise yine 1 adet yeşil elma yedim.

3.gün ise sabah 1 bardak süt ve ceviz var. Süte hiç bir şekilde tahammülüm olmadığından,biberonu attığımm günden bu yana ağzıma sürmediğimden yoğurt ve biraz ceviz yedim. Öğlende ise dün akşamki kabak yemeğiyle 7 kaşık yoğurt yedim.İkindi vaktinde 2-3 kaşık lor peynir kaşıkladım tabakta.Akşamına listede brokoli veya tazefasülye gibi yeşil sebzelerden pişirilmiş bir tabak yemek var.Ben ıspanak yemeği pişirdim ve yedim.Yemekten sonra meyve yerine ise kuru meyve tükettim.Şu sıralar kuru eriğe takılmış durumdayım :) Her gün 2 lt su ve bitki çaylarıda içmeyi bırakmadım.
Sigara,alkol,bağımlılık mad. gibi zararlı ürünler vucudumuzda çok şükür yok ama büyükşehirlerde yaşamış olmanın getirdiği çevre kirliliği, stress, ilaçların getirdiği yan etkiler ne bileyim bozuk uyku düzeni bu gibi şeyler toksinlerle dolup taşmamıza sebeb.
Bedenimiz bize emanet,emanete iyi bakmak gerek.Herkese sağlıklı uzun ömürler diliyorum Rabbimden.Hayırlı Cumalar

SELAMETLE





27 Mart 2013 Çarşamba

DETOX GÜNLÜĞÜMDE 1.GÜNÜM

Vücudumuzdan toksinlerin atılabilmesi için detox uygulamalarını detaylı olarak bilmesekde hemen hemen hepimiz duymuşuzdur.İnternet başında araştırmalar yaparken en çok uygulanan detoxlardan olan Dr.Ender Saraç'ın lahana ve yeşil elmalı tarifilerini okudum.Yapanların değerlendirmelerini baktım,kimlerin yapmaması gerektiğini iyice araştırdım,tavsiyeler ve tecrübelere kulak kabarttım.Kendiminde yapabileceğine inandım açıkcası ,toplamda 3 günlük bir liste ve amaç vucuddan toksinleri uzaklaştırmak! Bende varım dedim :)

Sabah kahvaltıyla başlıyoruz.Tabii benim her gün sabah haberleriyle birlikte yediğim besinlerden çok uzak :) Karatay diyetiyle birlikte sabahları yumurta ve peynirler kurduğum dünyam ilk sabahla alt üst olmadı değil :) Tek sevindiğim kahvaltıda sevdiğim bir meyvenin yer almasıydı.'Yeşil elma'
3 su bardağı suya 3 yeşil elmayı dilimledim.İçerisine kabuk tarçın,5 adet karanfil ve 10-15 tane kuru üzüm atarak kaynattım,şekersiz bir komposto elde ettim.Güzelce elma dilimleri yumuşayınca rondodan geçirdim.Kokusu hafiften aşureyi hatırlattı bana :) İki kaşık aldım aslında aşureyle alakası olmadığını üzülerek anladım.Çokda fena değil ama şekersiz olunca biraz tuhaf oluyor.Baktım böyle gitmeyecek üzerine biraz toz tarçın serptim ve 2 kase içtim.Sabahtan öğlene kadar içilmesi gerekiyormuş,tenceremdede bi iki kaselik daha vardı ama içmek istemedi canım daha fazla.


Gelelim ilk günün ikinci öğesine.Lahana çorbası.Hepiniz duymuşsunuzdur bu çorba adını valla ben çocuktum duyuyordum hanımlar içiyordu.Kendim evlenip barklandım hala içiliyor,demekki bu iş sağlam :) Yağ yakıcı özelliğinden sanırım.Gece yatmadan çorbamı pişirmiştim.Öğleden yatana kadar içilecek olmasıda güzel geldi bana okuyunca,zira ağzım boş kaldımı akşam tatlılara kayıyorum :)


İçeriğini hemen yazıcak olursam;
Küçük bir beyaz lahana (ben en küçüğünü seçtim marketten ama yinede hepsini kullanamadım)
1 baş kuru soğan (mor soğan kullandım)
3 diş sarmısak +1 demet maydanoz (ben yarım demet koydum)
Bir kaç sivri biber (ben 2 tane çarliston kullandım)
1 çay kaşığı kimyon+1 çay kaşığı zerdeçal+1 tatlı kaşığı zencefil
2 -3 yemek kaşığı sıvıyağ
Tüm malzemeyi kaynatarak bir nevi haşladım.Ama bir daha yapıcak olsam lahananın damarlarını bıçakla alırdım.Haşladıktan sonra blendıra dakikalarca vursam bile,mısır püskülü gibi ufak ufak içerisinde kaldılar,içerken bazen fena oldum :)
Bu arada zencefil ve zerdeçalı aktardam aldım taze olarak.Birinin kilosu 40,diğerinin 30 tl idi.2-3 liraya baya kullanacak kadar geldi herbirinden.
Tüm malzeme blendıra vurulup içiliyor kısacası, ılık olması şartmış bu arada.Gün boyuncada bol ılık sıvı alınacak buda dipnot.Ben karanfilli yeşilçay,zencefilli ıhlamur gibi bitki çaylarından içtim.Her gün 2 lt su zaten içiyorum gün içerisinde.Siyah çaydan ise vazgeçemedim.
Akşam yoğun koşuşturmam neticesinde vücudumda hasıl olan şiddetli başağrısını da saklamayacağım.Gün içerisinde projeler içerisinde gezelemekten midir, öğlenleyin b-fite koştur koştur gidip hop hop zıplayıp mekik çekmekten midir, yoksa işten çıkıp direksiyon dersi için arabaya oturup tam iş çıkış trafiğinde kasım kasım kasılıp,arkadan sellektör yemekten midir bilemiyorum ama,açlığın etkisi büyüktü bunu biliyorum :) Eve geldim ve inanın lahana çorbasını hiç içmek istemedim.Yarım tabak kereviz yemeği yedim,zaten gözümü zor açıyordum ağrıdan.

Biraz uyku ve ağrı kesici mis gibi geldi,zaten normalde de hemen başı ağrıyabilen bir insanım.Bu mevsim geçişlerinde ise ekstra olabilir bende.Sözü fazla uzatmadan bugün detoxun 2. günündeyim ve mutluyum.Menüde düne göre çok daha sevdiğim besinler var.Akşama arkadaşımın kına partisi var ve işten eve gitmeye vaktim olmayacağından akşam yemeğimi bile yanımda yetirdim bugün.Bu sabah tartıldım ayrıca sonuç 1 günlük iyi  :) İnşallah gider bu pis toksinler vucudumdan :)

Gün gün yazmaya devam edicem,merak edenler için.Aklına yatanlar için,sizde iyi araştırın,ezbere yapmayın derim.Her bireyin metabolizması ve duyarlılıkları farklı olabiliyor...

SELAMETLE



26 Mart 2013 Salı

PASTASAL...

Günaydınlar blogcanlar.
Son zamanlarda pandispanya yapma aşkımdan bahsedecek olursam durumlar gayet başarılı.Ev hanımıyla iş kadını arasında gel gitler yaşarken bir çok şey öğrenmiyor değilim :) Sürekli tarif arşivi oluşturmakla meşgulüm ev hanımlığı yolunda ve öyledir ki hep tatlılardan yana tarifler deniyorum :) Sırf insülin direncimi kıramadığım için zaten diyetlerin hakkını veremedim ya! :)

 


İlk denememi annemin mutfağında gerçekleştirdim,tariften bahsedince eee kalk yap madem öyle balladıracağına ! diyerek kolları sıvadım besmeleyle,ilk deneme şahaneydi bana göre.İnstagramda Newyorktan adıyla Şeyma Abla Hünerli Bayanların tarifini yapıp devasa kabaran kekini gösterince gaza geldim galiba :) Tarif için tekrardan teşekkür ediyorum ;) Mutfak tecrübem öyle yıllara dayanmıyor tabiki,dolayısıyla daha önce pandispanya pişirmedim.Tiramisu için olsun pasta için olsun hazır pasta keki kullanırdım :) Bu tariften sonra marketten almak hiç içimden gelmiyor.Bayanların bloglarında orıgınal tarifleri bulabilirsiniz elbet ama hızlıca tarifi yazıcak olursam;
 

4 yumurtanın sarılarını ve aklarını ayıralım ayrı kaplarda önce beyazını sıkı bir köpük oluncaya kadar 2 türk kahvesi fincanı şeker ile çırpalım.Sonra sarılarını 2 türk kahvesi fincanı şeker ve 3 yemek kaşığı kaynar su ile çırpalım sabır ve özen ile,kollar biraz yorulabilir fakat emek olmadan yemek olmuyor :)  Şeker tamamiyle eriyip homojen olunca,bir portakalın kabuk rendesi,1 türk kahve fincanı yoğurt, 2 yemek kaşığı ayçiçek yağı ile birleştirelim.Akabinde 4 türk kahve fincanı un ve kabartma tozunu ekleyelim.Tüm bunları robot ile yaptım ben.En son diğer tarafta bekleyen şekerli yumurta beyazı köpüğünü nazikçe kek karışımına ekleyelim.Tahta kaşık kullandım bu aşamada çok fazla karıştırıp köpüğü söndürmeden.Güzelce yağladığım borcam cam tencereye boşalttım ve  170 derecedelik fırına atıp kürdan batırma yöntemiyle pişip pişmediğne bakıp çıkardım :)  Aslında kelepçeli kabı olmadığı için annemin,normal kek kalıbına mı köksem diye düşündüm.İyiki dökmemişim,küçük kek kalıbımızdan taşma ihtimali yüksek olabilirmiş.Zira ikki katı kadar kabarıyor.
 O akşam evdekiler tatlıya o kadar hasretmişlerki portakallı keki çikolata sos eşliğinde ılık ılık çayın yanında götürüverdiler :) Pandispanyayı kek olarak bitirdiler yani :)

Sonraki deneyimim ise muzlu rulo pasta oldu.


 Diğerine göre bir tık üst zorlukta diyebilirim :) Biraz el becerisi gerektiriyor bana göre.Rulo yapmak keki düzgün çıkartmak önemli.
Tarifi yine seymamirzahan.blogspottan. Tarifine linkten ulaşabilirsiniz.Ben zaten o görüntüden sonra hemen kalkıp yaptım :)


Uzun dikdörtgen borcamımı kullandım pandispanyası için.İnce bir kek olması gerekiyor rulo yapılacağından.Pişirdikten sonra altındaki kağıdı söküp başka bir yağlı kağıtın üzerine alarak yuvarlama alıştırması yaptım iç muhallebisini koymadan evvel çatlama olmaması için.


Original tarifinden farklı olarak, rulo yaptıktan sonra, içinin muhallebisinden dışınada bıçaksırtı ile sürdüm.Çikolata sos ve çilek ile servis ettim.Çok hafif bir pasta oluyor,kekinin lezzetini çok sevdim.

Çekirgesel 3. hareketim ise evlilik yıldönümü pastamız oldu :)


Hazır bir pasta almak hiç aklıma bile gelmedi zaten elimdeki pandispanya tarifi olduktan sonra herşey kolay geliyor.Bir -iki tecrübe ettin mi üşenmiyor insan :)


İlk pandispanya tarifinden yaptım yine.Malum evde iki kişi olunca,en küçük boy kelepçeli kabımı kullandım.Tarifide kalıba göre güncelleyerek 3 yumurta,3 fincan şeker,3 fincan un... kullandım.


Pandispanyayı ip yardımıyla ikiye ayırdım.Esasında 3'ede ayrılabilir yükseklikteydi.Tercih meselesi..


Hazır pastacı kreması kullandım.Tamam kabul ediyorum bunu yapmamalıydım ama vakit darlığında bu tarz ürünler çalışan hanımların eli ayağı oluyor :)


Eşimin en sevdiği pastadır,muzlu pasta.Hepde hani o pastanın arasına,üzerine konulan dilim muzlar daha arkanızı döner dönmez kararmaz mı! İşte artık karamıyorlar :) Limon suyu veya portakal suyu gibi asitli bir meyvenin suyuna batırmanız yeterli.


İkiye böldüğüm pandispanyanın üzerine pastacı kreması sürüp,üzerine muzları sıraladım.Muz demişken ithal muzların saman gibi tadsız hallerinden şikayet ediyorduk evde pastadan bir gün evvel.Aynı gün markette parmak kadar minik yerli muzları görünceki mutluluğum paha biçilemezdi :) Bal gibiydiler gerçekten.


Üzerine bir kat daha kremadan sürüp muzları kapattım.


Bıçak yardımıyla pastamın tüm yüzeylerini sıvadım.


Çilekler yavaş yavaş çarşıda pazarda yerini almaya başlamışken çilekle süslemek pastayı güzel olur diye düşündüm.Ortasına muzları,etrafına ise dilimlediğim çileklerden bezedim.


Daha sonra pasta etrafını dönmek için, geçen gün artan ufalanmış kakaolu bisküvim geldi aklıma.Artan malzemeler olunca az da olsa buzdolabı poşetlerinde muhafaza ediyorum.Güzelde denk geldi,pastama da renk geldi :) Bu illaki ufalanmış bisküvi olması gerekmez,evinizde olan kurabiye de olabilir yada meyve yine ..Güzelce avcumun içine aldığım ufakları hafifçe elimle kremaya yapıştırdım.


Kenarlarında fazla gelen bisküviyi tatlı kaşığı yardımıyla alarak temizledim.Son aşama olarak ufak bir cezvede 1 bardak su+1 tatlı kaşığı mısır nişastası+1 tatlı kaşığı şekeri şeffaf jelatinimsi kıvam alacak şekilde pişirip,pastamın meyvelerinin üzerine döktüm.Bunu meyvelerin kararmaması için yapıyoruz, evet benim muzlarım portakal suyuna yatırıldığı için zaten kararmayacaklar ama pastayı  keserken meyvelerin birbirine sıkı tutunmaları da gerekiyor öyle değilmi :) Bu sayede düzgün çıkan dilimlerim oldu.
Pasta yapmanın insan psikolojisi üzerindeki rehabilite özelliğini kimse reddetemez herhalde :) Ben çok keyif aldım.Bakalım sıra kimde ;)

SELAMETLE


25 Mart 2013 Pazartesi

24 MART 1.YIL DÖNÜMÜMÜZ

Günler aylar geçmişte haberimiz olmamış,su gibi akmış saatler yılı devirmiş.
24 mart bizim için özel bir tarih,hayatlarımızı birleştirdiğimiz gün.
Evlendiğimiz,yuvamızı kurduğumuz..


Şükürler olsun Rabbimize..


Mini soframızda kutladık bu günümüzü.Özene bezene hazırladığım pastamla güzel bir akşam yemeği sofrasında.


En sevilen yemeklerle,kalabalıktan sesten gürültüden uzak kendi evimizde...
Zaman nasılda geçiyor çoğu zaman insan o kadar oldumu diyor çoğu şeye özelliklede eski postlarımı okuyunca :)

Kına günü,hatta düğün günü bile nete girip post yazan bir gelinin hallerini sizde hatırlamak isterseniz

SELAMETLE


19 Mart 2013 Salı

B-FİT GÜNLÜĞÜM VE KARATAY DİYETİM #2

Günaydınlar Blogcanlar.
Uzun haftalar sonunda yazmak isteyipte bir türlü toparlayamadığım postuma nihayet noktayı koyuyorum :) Bildiğiniz üzere B-fite yazılmıştım,diyetlede beslemeye başlamıştım sporumu.3. ayıma girdim mart ayı ile birlikte...Son durumlar ne nasıl gidiyor derseniz her şey yolunda ama ilk iki ay gibi verimli geçmediğini söylemek istiyorum.Eşimin ve ailemin artık yeterli,böyle kalman güzel daha zayıflamana gerek yok ki! sözleriyle gevşeme ipini salma mevcut bende :) Peki bu 3 ayda neler mi yaptım? Neler mi öğrendim? :)

Gün kahvaltıyla başladı haliyle her sabah.Sabahları sıkı kahvaltıyı es geçmeden bakın neler yedim.


Yumurta ve peynir vazgeçmediklerim oldu bu öğünde.Hem kahvaltıyı kahvaltı yapan,hemde tok tutan besinler,çokda severek tükettim.Eskiden olsa haftada 1 yumurtayı zor yerdim,aklıma bıle gelmezdi.Kahvaltıda yeşillik yeme alışkanlığı getirdim.Roka veya maydanoz tükettim genelde.Yumurtayı sıkılmamak için bazen krep gibi tavada,bazen waffle plakasında,bazen cılbır,çoğu zamanda rafadan tükettim.


Karatay diyetinin yanı sıra başka diyetisyenlerede kulak kabarttım.Akabinde yulaf kepeğiyle aşina oldum,şöyle yararlı,böyle faydalı derken alıp denemek istedim.Biraz bahsedecek olursam yulaf kepeği; uzun süreli tokluk hissi sağlıyor,kan sekeri duzenlemesinde yardimci.Mide ve bagirsaklari calistriyor,kahvaltida yulaf kepegi tuketen oglen daha az yemek yiyor.Sabahları pişirip yediğim yumurtamın içerisine 1 yemek kaşığı ekleyip,bir kaç damla sütle çırparak pişiriyorum.


Tost makinamın waffle plakasında bile pişirebiliyorum.Biliyorsunuz tüm diyetisyenler doktorlar su su su diye bağırıyorlar.Günde mutlaka 2 lt suyumu içtim.Masamın başından eksik etmedim.Yulaf kepeği yediğimin sabahları öğlene kadar 2 lt suyu içmiş oluyorum böylede güzel yanı var,susatıyor :)
 

Ayça kaya'nın zayıflama çayı diye bahsettiği yeşilçaylı karışımdan içiyorum çoğu zamanda.Şekersiz çaya,hatta yeşilçaya bile alıştım,bir süre sonra tadı güzel gelmeye başlıyor inanın :) Uno'nun denge ekmeğinide, ekmekden vazgeçemeyenler için tavsiye ediyorum.2 ay boyunca ekmeği karatay diyetinde olduğu gibi yemedim.Bu ay uno dengeye başladım,bir dilimi 39 kalori.Markette reyondaki tüm kepek ekmeklerini kıyas ettim kalori tabloları ile bu ekmek gerçekten çok masum.1 elmanın 60 kalori olduğu şu hayatta... :)


Diyetin getirdiği en güzel kazanımın en sevdiğim öğünümün kahvaltı olmaya başlamasıdır diye bilirim :) Ha bu arada her sabah işe gitmeden çabucak hazırlanan kahvaltı soframızda hangi tabağın bana ait olduğunu belirtmem gerek yok sanırım :) Sabahları nutellalı ekmek yemiyorum yani :)


62 küsür ile başladığım günlüğümde bu günden sonra diyet yapmıyor,dikkat ediyorum inşallah.Tatlıcı bünyem buna nasıl müsade edecek inanın bende bilmiyorum ama bir yolunu bulmak şart.Şekere kanamayanlardanım,çoğu zaman hücrelerimin şeker şeker dediğini duyarım gün içerisinde o kadarki :)


Patates kızartmalarının yendiği bir kahvaltıda kepek ekmek zeytin peynir yemeyi başarıyorum,şekerle olan münasebetime de bir resmiyet getiririm umudundayım :) 

Kendimize iyi bakmamız lazım ;)
Fotoğraflar ınstagramdan;instagram.com/mimarinrenkleri
SELAMETLE

11 Mart 2013 Pazartesi

HAYDİ BUYRUN SOFRA HAZIR

Günaydın blogcanlar
Hayırlı bereketli bir hafta diliyorum herkese...

Pazar gününde kahvaltı soframda buluştuk yine sevdiklerimle.Bu kez şartlı bir sofra oldu esasında.Hamurişi,poğaça börek yok ha ona göre uyarısınca hazırlanan sofra :) Peki dedim :)
Krebi saymazsak :)) Rahat durmadım ;)


Bu kez elimi ağırdan aldım ve inanın fotoğraf makinemi çıkartmaya bile vaktim olmadı belirtmek istiyorum.Dolayısıyla hemen cepteki telefon imdata koştu :)
5 kişilik kalpli bir sofra kurdum.Bu arada biliyorsunuz diyet ve b-fit günlüğüm devam etmekte,gelişmeleri yakında yazıcam inşallah güzel ve detaylı bir postta.Masada duran 39 kalorilik dilim ekmekleri sanırım farketmişsinizdir ;)


Ev yapımı sucuklarımı dilimleyip biberle birlikte fırına verdim.Sodalı cupcake tarifinide çok sık yapar oldum şu sıralar artık sütle kek yapmıyorum.Bakalım bıkana kadar gider böyle :) Kahvaltıda reçelle birlikte çok yakıştırıyorum kekleri...


Peynir tabaksız olmaz elbette,beyaz peynir çeşiti olmadığı zaman evde çörek otu,baharat ve zeytinyağını kullanıyorum.Küp doğranmış peynirleri baharatlar ve zeytinyağı ile harmanladım yine.


İnstagramda facebook sayfasında çok soruluyor,eminim yine merak edenler sormak isteyenler olucaktır,kalpli orta ve servis tabaklarını toplama bir takım.Marka ürünü değil,tane işi oluşturdum kısacası..

 Ve pazar kahvaltılarını sevdiğimi yine söylememe gerek yok sanırım.Kim sevmezki ;)

SELAMETLE







7 Mart 2013 Perşembe

İNSTAGRAMCILAR BULUŞTUK

Günlerdir işten güçten vakit bulup iki kelam yazamamanın ızdırabı içerisinde nihayet sizleri o güzel güne götürüyorum şimdi.
Evet instagramda buluşalım teklifimle çok hoş bir ortam gelişti.Kişi sayısı ve katılan arkadaşları görünce şaşırıp , çocuklar gibi sevindiğimi söylemeden edemeyeceğim :)

Konuştuğumuz yer ve zamanda işte bu masadaydık :)


instagramı o gün yıktık desem yeri var :) Herkesin buluşma fotoğrafı paylaşmasıyla gelemeyenlerin ahh deyişleri diğer taraftan.Sözü genişletmeden bu güzel gündeki sevgili instagram kullanıcı arkadaşlarımı hemen yazmak istiyorum. @glmsrkrdy @busra1977 @nurersel @fatosugul @zeynepik @betulartis @tatlicadi @ozylemim @nimetsalih @nagi_han @rengarenk_s @eminezaimoglu @betulkavcar @cananbakkal1 @rozita @kubraefnan @ayomisan  ve bendeniz @mimarinrenkleri ve de karede olmayan unuttuğum hatırlıyamadığım arkadaşlarım varsa affına sığınıyorum.Hepsini takibe almalısınız diyerek güne dair anlarla devam ediyorum.


Yeri ayırtırken instagram en yakın arkadaşlarımdan olan @ozylemim  15 kişilik bildirimde bulunmuştu,mekana ilk gidenlerden olunca biraz hayal kırıklığına uğradım :) @ayomisan ile gözümüz kapıda kurulduk,artık sayıca az olursak rezerve ettirdiğimiz masaları iptal ederiz diye konuşmalara devam ederken herkesin birer ikişer gelmesiyle birlikte masamız şenlendi.Benim için süpriz isimlerde vardı.Örneğim Gülümser Karadayı hanımefendi gibi... Antep yemekleriyle instagrama renk getiren,harika sunumlarıyla geleneksel ve klasik sofra sunumunu çok başarılı yorumlayan bir isim.Mart ayı yemek zevki dergisinde kendi elleriyle yaptığı yemekleri görebilirsiniz ;)

Yedik,içtik tanışmadıklarımızla tanıştık,sıkı sıkı sarıldık sanki 40 yıllık ahbap gibiydik.Hiç birimizde ilk tanıştığın görüştüğün insan ile o olası çekimserlik olmadı.Harika bir enerji vardı.Tabii bu masamıza sığmaz enerjimiz garsonları 'fotoğrafımızı çekermisiniz?' ricamızla yorsa da,herkes tam formundaydı ;)


Masamızda bir küçük pamuk şekeri de mevcuttu :) Sevgili @zeynepik'in yer çekimine karşı koyamayan yanaklı,maviş kızı... Koca bir maşallah diyoruz :) 
Çok eğlendik çok güldük kısacası çok mutlu olduk.Hepimizin temennisi inşallah en kısa sürede bunu yine yapalım olur mu? oldu.Niyetlerimizi sıkı tutuyoruz,en kısa zamanda bol katılımlı bir ig buluşması gerçekleştireceğiz inş.Şimdilik bu kadar ;)

SELAMETLE