MEKKE!
Yıllarca gidebilmek için dua ettiğim nihayet ikimizide nasip olmuştu.Soranların sorularına cevap olarak eşimle ikimiz ilk defa umre ziyaretinde bulunduk.Gece yolculuğu zordur derler ama bizim için öyle olmadı,göz açıp kapayıncaya kadar geldik,kuş misali.Cidde üzerinden gidenler ihramlarını havalimanında giyip,ihrama girerken ,(bunun sebebide mikad noktasını havadan geçtikleri içindir.) biz yeni butik bir liman olan Yanbu şehrine iniş yaptık.Böylece İstanbul'da ihrama girme şartını ortadan kaldırıyor.
Havalimanında kontrol giriş ve çıkışlarında en ufak bir problem olmadı,olabilecek en iyi şekilde çıkış yapıp,valizlerimizle bizi bekleyen otobüsümüzü doldurduk.Evet artık Suudi Arabistan'daydık...Gün söküyor,güneş sağımda kızıllaşıyor,bunu seyretmek ise sonsuz bir zevk veriyordu...
Arapça harflerle dolu tabelaları incelemekden,Suudluların o bembeyaz uzun kıyafetleri ve başlarındaki kırmızı beyaz örtülerine bakmakdan alamıyor insan gözlerini.Sanki dünyaya ilk defa gelmişim de ortalığı, göğü, yeri ilk defa görüyormuşum gibiydi...
Yanbu'dan Mekke'ye Hocamızın tavsiyeleri,açıklamaları,sohbetleri ve güzel teşvikleriyle gittik.Tabii evvela ilk olarak Mikad noktasına vararak,ihrama girmemiz gerekiyordu.Dua,zikir,tekbir ve telbiyelerle yolu arşınladık.Bir yandan kulağımız hocamızda,bir yandan zihnimiz zikirde,öte yandan ise gözümüz camdan beldeleri seyreyliyordu.
İhrama girmemiz ile ihram yasaklarımızda başlamış oldu.Her birimiz bir an evvel Mescidil Harama kavuşmayı arzu ederken,yüksek kulelerin yükseldiği sağ tarafımızda kalan bölge Haram bölgesidir denmesiyle kalp atışlarımız hızlandı.Bu öyle bir tecrübe ki,benim ne buradan yazı ile size anlatabileceğim,ne de fotoğraflarla sizin idrak edebileceğiniz birşey. Kelimelerin yeterli kalmadığı birtakım, Allah ve Peygamber aşkının harmanlanmış ve boğazınızın orta yerinde yumruklaşan sizi alıp götüren duygular.
Otele geçmemiz biraz ıstirahat etmemiz ve karınlarımızı doyurmamızdan sonra grup ile Beytullah'a gidişimiz...Ne heyecan verici birşey ki,anlatılacak türden değil.Havanın kararmasıyla Mescidil Haram daha bir ışıl ışıl..
Ve işte adım adım gidiyoruz,artık insanın tek düşündüğü Beytullah,Allah'ın Beyti,Allah'ın Evi!
Çağrılmayan gidemezmiş,Allah'u Teala sizi çağırmış ki evine gidiyorsunuz diyor hocamız.Sonra otobüsde konuştuğu kelamları anımsıyorum;
'Maşallah gençler görüyorum,umre haccı için buraya çağrılan.Ne mutlu size.Hz.İbrahim 'Lebbeyk' dediği ve insanları Kabe'yi tavafa çağırdığı andan itibaren,ruhlarımıza Allahu Teala tarafından üflenmiş...Daha anne karnında bile değil iken davet edilmiş gençler görüyorum.'
...Bunları duyunca insan daha bir coşuyor,Gözleri,kalbi,ruhu,tüyleri...Taşmaya bir damla kala gülümsüyor yüzüm.Çok şükür Allah'ım bizede nasip ettin.
......
Ve Haram sınırlarından sonra mescide giriyoruz.Tavsiye üzerine,hani Beytullah'ı ilk görüşte yapılan dua kesin kabul olunur diye amel ediyoruz ya,işte bu yüzden başımız önde sağa sola çok bakmadan grupça ilerliyoruz.
Sonralarında çok konuşmuşuzdur,herkes başka şeyler duyup,başka bir hava iklimine girip,tek çekim alanında akıtmış yaşlarını.Kendimden misal verecek olursam;
Başım önüme eğik ilerliyorum,önce biraz seyrekken sonra birden kalabalık bizi buluyor.Yere bakarken ki ayaklar çoğalıyor yanımdan sağıman solumdan geçen.Eşimin kolundan sıkıca tutup ilerliyorum.Buz gibi mermerlerden,halılı bölümlere geçiyoruz.Derken;Allah'ım bu kuş sesleri de ne öyle! Kafamı kaldırmayacağım diye söz vermişim kendime,göremiyorum ama duyuyorum!İnsan yoğunluğunu içerisinden geçiyoruz ve çok kalabalık,her yer insanla dolu,derken başımın üstündeki mescidin örtüsünün kalktığını hissediyorum derken,merdivenlerden iniyoruz.Anlıyorum ki artık çok yakınım,başımda gök açık,az ilerimde tavaf yapılıyor.
Yavaşça başımı kaldırmamla şok etkisi yaşamam bir oluyor.İşte Beytullah tam karşımda,Allah'ın evine misafir gelmişim ve tam kapısının önündeyim...
Çok heybetli ve simsiyah,tahmin ettiğimden ve fotoğraflarda gördüğümden kütlece çok daha büyük...Heyecanım mutluluğa karışmışken tam tavaf alanına girmeden ayakda dua ediyorum!
Ve istiyorum! Buradaki ve burada olamayan tüm Müslüman'lar gibi.Çünkü biliyorum ki isteyen ve O'na yalvaran kulunun duasına icabet eden Allah'ım dualarımızı İzzeti katında kabul ve makbul eyler.
Niyetimizi yapıp,yeşil ışık karşısından Hacerül Esved'e selam vererek umre tavafımıza başlıyoruz.
Her bir noktasına iyice bakıp,tarayıp,hafızaya almak istiyor insan.Dönünce unutmamak için,rahat hayalinde canlandırabilmek için.Tavaf yapıyoruz,ayaklarımız yavaş yavaş kalabalıkda ilerliyor hocamız önde biz arkasında o söylüyor biz tekrar ediyoruz.Hacerül Esved'e, Mültezem'e ,İbrahim Makamına bakmaya çalışıyoruz,dilimizde dualarla...Tavaf namazımızı kılıp,zemzem içtikden sonra Sa'y yapmak üzere Merve ve Safa'ya geçiyoruz.
Biraz yoruluyor insan,hiç yaşlı işi değil diyorum içimden.Hala fikrim öyle.Yerler mermer,hızlıca okuyarak ilerliyoruz,topuklarının düzleştiğini hissediyorsun :) İlerdeki yeşil ışıkda erkeklerin remel yapmasını gözlüyorsun.Safa'dan Merve'ye 4 kez,Merve'den Safa'ya 3 kez gidip Say yapıyorsun ve artık duanı yapıp saçını kesip ihramdan çıkıyorsun.İhram yasaklarınıda geride bırakıp Umre'ni tamamlamış olmanın huzuruyla,doya doya gülümsüyorsun :)
Nafile ibadetler,gezilerimiz ve başımdan geçen olaylarla yeni postta görüşelim ;)
SELAMETLE
Twitter'da Takip Et